Tüm dünya yeni bir yıla girmeye hazırlanıyor; batı ülkelerinde yeni yıl hazırlıkları son süratiyle devam ederken, Afrika ülkeleri ve Orta Doğu yalnızca hayatta kalmaya çalışıyor. Uzman Psikolog Serkan Yükcü, “Dünyamızda 2025” temalı yazısını sizler için kaleme aldı.
Yeni yıl birtakım beşerler için yalnızca “hayatta kalmak” beklentisini doğurdu. Batı’da kutlama hazırlıkları devam ederken, Orta Doğu’da kuvvetli şartlar devam ediyor. Açlık ve savaşlarla gayret eden Orta Doğu ve Afrika halkları için yeni yıl yalnızca takvimlerin değişmesinden ibaret. Uzman Psikolog Serkan Yükcü’den; 2025 yılının Dünya’ya tesirleri üzerine açıklamalar…
DÜNYAMIZDA 2025 YENİ BİR YIL MI? YENİ BİR YIKIM MI?
Yeni yıl görünümleri, dünyanın farklı bölgelerinde birbirinden çok farklı halde yaşanıyor ve bu da aslında dünyanın derin çelişkilerini gözler önüne seriyor. Filistin, Suriye ve Afrika üzere bölgelerdeki beşerler temel yaşamsal gereksinimlerini karşılamaya çalışırken, Avrupa ve ABD üzere bölgelerde beşerler ekseriyetle kutlama ve cümbüş odaklı bir yeni yıl yaşıyor. Bu çelişki, hem bireylerin hem de toplumların nasıl farklı gerçeklikler içinde yaşadığını düşündürüyor.
UMUT VE MÜCADELE
Savaş ve Yıkım: Filistin ve Suriye üzere bölgelerde yeni yıl, çoğunlukla bombaların gölgesinde ve temel gereksinimlerden mahrum bir halde geçiyor. Beşerler yeni yılın getireceği hoşluklardan fazla, hayatta kalma çabası içinde.
Göç ve Sığınmacılar: Savaş bölgelerinden kaçan milyonlarca insan, sığınmacı kamplarında yeni yılı geçiriyor. Birçoğu, ailesinden başka yahut soğuk ve kuvvetli şartlar altında bir umut ışığı arıyor.
Yoksulluk ve Açlık: Afrika’nın birçok bölgesinde beşerler yeni yılı açlık, susuzluk ve yoksullukla karşılıyor. Birden fazla kişi için yeni yıl, bir “kutlama” değil, bir öteki çaba yılı manasına geliyor.
Dayanışma ve Umut: Tüm bu zorluklara karşın, insanların birbirine tutunarak umut beslediği bir dayanışma hali de var. Yardım kuruluşlarının ve gönüllülerin çalışmaları, bu sıkıntı bölgelerde az da olsa optimistlik yaratabilir.
IŞIKLAR VE KUTLAMALAR
Tüketim ve Cümbüş: Avrupa ve ABD’de yeni yıl, çoğunlukla görkemli kutlamalarla karşılanıyor. Işıklandırmalar, havai fişekler ve partiler bu bölgelerde yılbaşının vazgeçilmezi.
Refah ve Teminat: İnsanların büyük bir kısmı, yeni yıla sıcak meskenlerinde, güvenlik içinde ve varlıklı sofralarla giriyor. Bu, dünyanın başka bölgeleriyle kıyaslandığında çok daha rahat ve konforlu bir durum.
Yalnızlık ve Ruhsal Çıkmazlar: Fakat bu parlak manzaraların altında, yalnızlık ve ruhsal külfetler da var. Tüketim odaklı ömür şekli, birçok kişi için derin bir mana eksikliğine neden olabiliyor.
Sosyal Meseleler: Avrupa ve ABD’de de ekonomik eşitsizlik, evsizlik, göçmen sorunu üzere sorunlar, kutlamaların altında yatan gerçeklikler olarak kendini gösteriyor.
BU ÇELİŞKİLER NE ANLATIYOR?
Dünyanın bir kısmı yeni yıl dilekleri ve ışıklarla süslenirken, öbür kısmı için yılın değişmesi neredeyse bir mana söz etmiyor. Bu çelişkiler, global adaletsizliği ve insanlığın ortak bir gelecek inşa etme konusundaki başarısızlığını gösteriyor.
EMPATİ VE SORUMLULUK
Bu görünümler, bilhassa yeni yıl üzere global manada kıymetli bir devirde, daha fazla empati ve dayanışma gereksinimini hatırlatıyor. Yeni yıl, yalnızca ferdî memnunluk maksatları değil, dünyada daha adil bir sistem için de yeni bir başlangıç olmalı. Global problemlere karşı daha hassas ve birlikte hareket eden bir dünya hayali, gerçek manada yeni bir yılın umudu olabilir.
Sence bu görüntüler ortasında köprü kurmak mümkün mü?
Sevgiyle Kalın
Uzman Psikolog Serkan YÜKCÜ