KADEM’in; 25 Kasım Bayana Yönelik Şiddete Karşı Memleketler arası Uğraş Günü için “Şiddete Seyirci Kalma!” sloganıyla başlattığı farkındalık kampanyası kapsamında yerli televizyon dizileri incelendi. Araştırma sonuçları KADEM Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve KADEM Yönetim Kurulu Lideri Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu’nun katıldığı tanıtımda açıklandı.
HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE
25 Kasım Bayana Yönelik Şiddete Karşı Milletlerarası Gayret Günü kapsamında Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) tarafından “Medyada Bayana Yönelik Şiddet ve İzleyici Farkındalığı: Yerli Diziler Üzerine İnceleme” isimli bir araştırma gerçekleştirildi. “Şiddete Seyirci Kalma” sloganıyla başlatılan farkındalık hareketi için yapılan araştırmanın sonuçları; Sepetçiler Kasrı’nda KADEM Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve KADEM Yönetim Kurulu Lideri Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu’nun da iştirakleriyle gerçekleştirilen tanıtım programında açıklandı.
GEÇTİĞİMİZ YIL EN ÇOK İZLENEN 14 YERLİ DİZİ İNCELENDİ
Medya içeriği alanında uzman 10 kişilik grubun yürüttüğü çalışmalarda; geçtiğimiz yıl Türkiye’de televizyonda ve dijital mecralarda yayınlanan ve en çok izlenen yerli imaller bayana yönelik şiddet bağlamında incelendi. İncelenen 14 yerli dizide toplam 3013 bayana yönelik şiddet sahnesi tespit edildi.
İncelenen üretimlerde; televizyon dizilerinde bölüm başına ortalama 834 saniye (13.9 dakika), dijital platformlarda ise ortalama 358 saniye (5.9 dakika) bayana yönelik şiddet sahnesi tespit edilirken. Bu sahnelerin; yüzde 51 oranında bayana yönelik ruhsal şiddet, yüzde 24 kelamlı şiddet, yüzde 11 çok boyutlu şiddet, yüzde 8 fizikî şiddet, yüzde 4 cinsel şiddet ve yüzde 1 oranında siber şiddet sahnesi olduğu açıklandı.
Araştırma sonuçları tıpkı vakitte; bayana yönelik şiddet sahnelerinin 1523’ünün (%51) aile içi şiddet, 364’ünün (%12) toplumsal küme ve topluluk şiddeti, 359’unun (%12) iş hayatında şiddet, 317’sinin (%10) ise flört şiddeti içerdiğini ortaya koydu.
“ESKİYE NAZARAN DİZİLERDE FİZİKÎ ŞİDDETİN DAHA AZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ”
Yürütülen çalışmalarla ilgili Sümeyye Erdoğan Bayraktar; “Eskiye nazaran dizilerde fiziki şiddetin yüzde 8 olarak yer aldığını gördük. Eskiye nazaran dizilerde fiziki şiddetin daha az olduğunu düşünüyoruz ve bu sevindirici bir şey. Muhtemelen RTÜK’ün düzenlemeleri, toplumsal farkındalık ve STK’ların çalışmalarının tesir ettiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Bayraktar, “Biz yapımcısından, senaristinden, izleyicisinden, devlet kurumlarından işin ilgilisi olan her tarafın, her kurumun ve kişinin bu bahiste daha farkındalığının artmasını ve daha dikkatli davranmasını istiyoruz. Şayet toplumda bayanın daha saygın, şiddete ve ayrımcılığa maruz kalmadan yaşayabilmesini istiyorsak birinci başta insanları çok etkileyen medya üretimlerinin, içeriklerinin bu hususta temizlenmesi gerektiğini düşünüyoruz” diyerek toplumu bu bahiste hassas olmaya davet etti.
“Kamu spotu ile bir arada 55 temsilciliğimizde yaptığımız araştırmanın sonuçlarının anlatılacağı ve bunlar üzerinden çeşitli projeler için çalışmalar gerçekleştireceğiz. Tabii ki ilgili kurumlara araştırmamız üzerinden çağrılarımız da olacak. Oluşturacağımız toplumsal farkındalıkla bu yapımcıların bir noktada çeki nizam vermek zorunda hissedeceklerini biliyoruz. Toplum ne isterse medyada bunu veriyor. Birinci noktada toplumsal farkındalığın ve talebin oluşması için uğraşıyoruz. Bir yandan da RTÜK’ün ilgili düzenlemelerini sonuna kadar destekliyoruz”ifadelerini kullanan Bayraktar, 25 Kasım Bayana Yönelik Şiddete Karşı Milletlerarası Gayret Günü’nde başlayıp bir yıl müddetle ekranlarda yayınlanacak bir kamu spotu hazırladıklarını da belirtti.
KADINI VE AİLEYİ ŞİDDETTEN KORUMAK TÜM TOPLUMUN GÖREVİ
KADEM Yönetim Kurulu Lideri Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu ise; “Yayınlardaki şiddet tiplerini ve bu cinslerin oranlarını, yaygınlığını, izleyicilerin dizilerdeki şiddete yönelik farkındalığını ve şiddet sahnelerinden etkilenme durumunu ölçtük. İzlenen yahut maruz kalınan şiddet sahneleri, bilhassa şimdi kişilik gelişimi ve toplumsallaşma basamağında olan çocukları da olumsuz etkiliyor. Bayanı ve aileyi şiddetten korumak yalnızca bayan derneklerinin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Üretimciler, senaristler, kanallar ve reklam verenler de bu sorumluluğa ortak olmalıdır.” diyerek toplumun tüm kesitlerini farkındalığa davet etti.